Skip to main content

İş yapış ve düşünme şekillerimizi değiştirecek kadar güçlü bir teknolojik ilerleme varsa bu ne olabilir? Ekonomimiz, yönetim sistemlerimiz ve işletmelerimizin işleyiş biçimini temelde etkileyen ticaret, sahiplik ve güven hakkındaki kavramsal anlayışımızı değiştirebilecek bir teknoloji… Bu teknoloji zaten var ve buna “Kripto Para” (Bitcoin) deniyor. İnsanlar genellikle Bitcoin’i sadece sanal para veya işlem sistemi olarak düşünüyorlar. Ancak daha yakından bakarsanız, para boyutunun buz dağının sadece görünen yüzü olduğunu göreceksiniz. O görünmeyen kısmını ise Blockchain (Blok zinciri) teknolojisi oluşturmaktadır.

Blockchain teknolojisi, aslında yeni olmayan ve 1990’lı yıllarda internet kavramından sonra gelen devrim niteliğindeki yeniliklerden biri olarak kabul görmektedir. Blockchain teknolojisinin, gelecek yıllarda tüm dünyada en az internet kadar etkili olabileceğini ve yenilikçi modelleri ile iş dünyasını tekrardan dönüştürecek bir teknoloji olduğunu söyleyebiliriz.

Bitcoin’in yaratıcısı olarak bilinen Satoshi Nakamoto, takma adını kullanan bir kişi veya bir grup “Eşten Eşe Elektronik Nakit Ödeme Sistemi” başlıklı bir çalışma yayınladı. Bu çalışmanın bir parçası olarak aynı zamanda ilk Blockchain veri tabanını tasarlamış, Aralık 2010’a kadar Bitcoin’i geliştirmeye devam etmiştir. Bitcoin hiçbir merkezi sisteme bağlı olmadan çalışabilen, manipülasyona yönelik müdahalelere karşı gerekli önlemlerin alındığı dijital bir para birimi olarak karşımıza çıktı. Kriptografi (güçlü şifreleme yöntemleri) teknikleri ve mutabakat yöntemleri ile veriyi kayıt altına alıp, bu veriyi tek bir merkezde tutmak yerine, kopyasını tüm kullanıcılara dağıtarak saklıyordu. Fakat her dijital veri kaydının kopyasının çıkarılması zaman problemi yaratıyordu ve Blockchain yapısı bu duruma yeni bir bakış açısı getiriyor. Blockchain dijital verinin kopyalanmasına izin verirken, bu kopyaların dağınık veri defteri sisteminde barınmasına izin vermiyor. Böylece Blockchain dijital enflasyon sorununa engel oluyor ve özellikle kripto para uygulamalarının kullanılabilirliğine olanak sağlıyor.

Blockchain teknolojisini anlamak için bazı temel kavramlara açıklık getirmek gerekiyor.:

Veri

İşlenmemiş, ham bilgi parçacığına verilen isimdir. Günümüzde günlük hayatta da kullandığımız, İngilizce ve Latince dillerinde kullanılan “data” kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Verinin makine diline dönüşmesi, 1801 yılında karton plaklar üzerine delikler açılması ile başlamıştır. Akabinde 1960 yılında 8 inç büyüklüğünde Floppy Disk, 1990’lı yılların başında CD, 1990’lı yılların sonunda flash bellek (USB)  ve DVD, 2005 ve sonrasında Bulut (Cloud), 2010 yılından itibaren hiçbir fiziksel bir bileşen içermeyen SSD (solid state disk) ile beraber verinin depolanması sağlanmıştır.

Veri tabanları

1960’lı yılların başlarında “Database” yani Türkçe karşılığı “veri tabanı” kavramı, bilgisayar sistemleri için ilk kez kullanılmaya başlandı. İlişkisel veri tabanlarında veriler tablolarda saklanır ve bu tablolar arasında bağlantılar kurulur. Kullanıcılar tarafından verilerin nasıl saklandığı değil nasıl sunulduğu önemli olduğu için veri tabanında kayıtlı verilerin sorgulanması için SQL (Structured Query Language) dili kullanılır.

Kriptoloji

Üretilen veriyi kayıt altına alırken en önemli ihtiyaçlardan biri, verinin gizliliğinin korunmasını sağlamaktır. Kriptografi, üretilen verinin şifrelenmesidir. Kriptografi kelimesi dilimizde gizlilik anlamına gelen Yunanca “kryptos” kelimesinden ve yazı anlamına gelen Yunanca “graphien” kelimelerinden türemiştir. Şifreleme herhangi bir veri kümesini bir kural yapısı kullanarak rastgele görünen bir veri kümesine dönüştürür. Bu rastgele gibi görünen veri kümesi, ancak şifreleme yapılırken kullanılan anahtara sahip olanlar tarafından orijinal ve anlamlı haline dönüştürülebilir.

Günümüzde veriyi sistemlere kaydetmek zorunda değiliz, bulut servisleri gibi hizmetler kullanarak P2P (Peer to Peer) yapılar üzerinde dağıtarak saklayabiliriz. Bu yapılarda verinin büyüklüğü dağıtılması için engel değildir. Verinin ucuzlayan iletişim ağları üzerinden pek çok bilgisayara dağıtılmasına ve verinin tüm sistemlere kopyalaması yaklaşımına Dağıtık Kayıt Defteri (Distributed Ledger) adı verilir. Ancak bu ağların ortak sorunu üzerinde tutulan verinin şifrelenmemiş olmasıdır. Bu nedenle verilere herkesin erişimi mümkündür. Bu yapıya örnek olarak Bittorrent ve eDonkey’i gösterebiliriz. Bu noktada veriyi şifreleyerek dağıtık kayıt defterine aktarabiliriz. Fakat şifrelenen veriye şifreyi bilen kişi dışında kimse erişemeyecektir.

Ağ noktalarının birinde veri üzerinde bir değişiklik olursa veri şifrelenmiş olsa bile tutarsız sonuçlar ile karşılaşabiliriz.

Sistemin bütünlüğünü koruyabilmek adına sisteme eklenmesi istenen her verinin belirli bir standarda sahip olması gerekmektedir. Dağıtık yapılar birbirini tanımayan taraflardan oluşabileceğinden dolayı tüm sistem tarafından kabul edilmiş kuralları olan bir sistem kurgulamak gerekir. Bu kurallar sistemlerin tasarım aşamasında belirlenir ve farklı ihtiyaçlara göre değişiklik gösterebilir. Bu kurallar bütününe ve çalışma şekline “mutabakat yapısı” denir. Dijital bir sistem üzerinde mutabakat yapısının sağlanması için yazılım kodları kullanılarak garanti altına alınması gerekir. Bu ihtiyacı ise Blockchain teknolojisi karşılar.

Baştan mutabakat yapısı belirlenmiş bir şekilde veriyi kaydetmemizi sağlar, daha sonra bu kayıtları iletişim ağları üzerinden pek çok noktaya dağıtır. Bu süreç içerisinde verinin tüm noktalarda aynı kaldığına dair güvenilir bir mutabakat süreci sağlamaktadır. Ek olarak, tüm kullanıcıların verilerine şifreleyeceği bir imkan da sunar.

Adından da anlaşılacağı gibi bir blockchain bir blok zinciridir. Her blok bilgi içermektedir. Bunlar; bir finansal işlem, bir sözleşme, mal ve hizmet belgesi, veya tıbbi bir kayıt hakkında eksiksiz bilgi olabilir. Blockchain’in önemli özelliği, içinde depolanan verilerin hiçbir şekilde değiştirilememesidir. Blockchain’i gerçek hayattan bir noter olarak düşünebilirsiniz. Bu teknoloji, Bitcoin gibi kripto para birimlerinin omurgasıdır. Ancak kullanımı kripto para birimleri ile sınırlı değildir ve diğer alanlarda hızla artmaktadır.

Orkun Uztuna 

İş Analisti