Bir önceki yazımızda, Blockchain teknolojisine giriş yapmıştık. Yazı dizisinin ikinci bölümü olan bu yazıda ise Blockchain’in nasıl çalıştığından bahsedeceğiz.
Peki Blockchain nasıl çalışır?
Blockchain içindeki her blok üç şey depolar: Veri, Hash, Önceki Bloğun Hash’i
- Data: Herhangi bir bilgi parçası olabilir. Örneğin; Bitcoin olması durumunda, Tutar, gönderen ve alıcı işlemidir.
- Hash: Verilerden hesaplanan küçük bir metin parçasıdır. Herhangi bir uzunluktaki bir girdiyi alarak onu bir dizi matematik algoritma ile şifreli bir çıktı haline dönüştürme işlemine Hashing denir. Veri bloğunun imzası gibi düşünebiliriz. Oluşan bu Hash’in önemli özellikleri, benzersiz olmasıdır. Veri değiştiğinde Hash de değişir.
- Önceki Bloğun Hash’i
Her bir blok oluşturulduğunda üzerine kendi Hash’i oluşur. Buna tarih ve saat bilgileri de eklenir. Böylece kendi Hash’ine sahip belirli bir zamanda kaydı oluşturulan veri blokları sıra ile arka arkaya dizilerek blok zincirini oluştururlar. Blok zincirinde ilk blok başlangıç bloğu olduğu için bu bloğa özel olarak “Genesis” adı verilir. Genesis bloğu sadece kendi Hash’ini taşır. Fakat ardından gelen blok kendi Hash’i ile birlikte bir önceki bloğun Hash’ini de içerisinde taşıyacaktır. Böylece dijital dünyamızda sıralı bir kayıt yapısı mümkün hale gelir.
Blokchain uygulamasında sadece bir merkez veya bir merkez grubundan değil, sisteme dahil olan herkes tarafından data kayıt altına alınmaktadır. Bu durumda tarafların birbirini tanıması gerekmediği gibi, güveni sağlayan şey sistemin en başta belirlenen kuralları ve bu kurallar dahilinde üretilen kayıt zincirinin herkese dağıtılmasıdır. Blok zincirinin dağıtıldığı tüm kayıtlar kendi aralarında iletişim halinde kalarak sistemin bozulmadığını teyit ederler. Eğer veriyi kayıt zinciri yapısında, aradan bir halka çıkar veya değişirse, zincir kırılır ve sistemin geneli bozuk halkaya sahip noktayı dağıtık kayıt defteri ağından çıkarır. Ve böylece geriye kalanlar zincirin kırılmadan devam ettiği noktasında mutabık kalarak sistemi kullanmaya devam ederler.
Blockchain soyut olarak bir güvenlik protokolüne benzese de, aslında birbirinden farklı yaklaşımların kullanılabildiği farklı platformlarda birçok uygulamanın hayata geçirilebileceği bir teknolojik yaklaşımdır. Bu yaklaşımın çatısı altındaki tüm platform ve uygulamaları 4 farklı tür ile gruplayabiliriz.
1- Public Blockchain: Bütünüyle izin gerektirmeyen Blockchain ağları.
2- Consortium Blockchain: Kısmen izin gerektirmeyen Blockchain ağları.
3- Semi-Private Blockchain: Kısmen izin gerektiren Blockchain ağları.
4- Private Blockchain: Bütünüyle izin gerektiren Blockchain ağları.
Günümüzde modern teknoloji insanların birbirleriyle daha kolay ve güvenilir iletişim kurmasını sağlıyor. İnsanlar dünyanın bir ucundan bir ucuna doğrudan erişiyor, yüz yüze konuşabiliyor. Bireyler arasında güven oluşması için aralarındaki uzaklığın önemi kalmıyor. Ancak konu para olduğunda insanlar güvenmek için üçüncü bir partiye, aracıya ihtiyaç duyuyorlar. Bu üçüncü partiler; hükümetler, bankalar, noterler olabiliyor. İşte bu noktada Blockchain teknolojisi statükoyu büyük anlamda zorluyor. Küresel ekonominin geleceği dağınık ağ ve güvene dayanan Blockchain işlemlerine doğru yol alıyor. İnternet bağlantısı olan herkes Blockchain’e bağlanabiliyor. Böylece üçüncü parti denetleme ve onaylama mercileri Blockchain ile gelecekte gerekli olmayacak gibi görünüyor. Blockchain’in kullanılabileceği alanlar sınırsız. Blockchain de her işlem kamuya açık ve dağıtık dijital defterle kayıt ediliyor. Bu sayede finansal dolandırıcılığın belirgin seviyede azalması bekleniyor. Bunlara ek olarak; vasiyetlerin, dilekçelerin, sözleşmelerin üçüncü partisiz işlem gördüğünü ya da fikirlerin koruma altına alındığı ve patent işlemlerinin üçüncü partisiz yapıldığını düşünün. Blockchain çok hızlı bir şekilde küresel güven ve onay kaynağı haline dönüşmeye doğru gidiyor. Tabii ki bu yeni düzeni kabullenmeye herkes hazır değil. Finansal servisler, denetleme kuruluşları, noterler ilk etapta etkilenmesi beklenen, varlıkları tehlikeye girecek gruplar gibi duruyor. Blockchain yüzünden kamu kurumlarının ticari ve finansal kanunlar çıkarması öngörülüyor. Örneğin Bitcoin’in sağladığı olanaklar daha şimdiden geleneksel ticaret araçlarını gereksiz kılıyor. Şu anda bile pek çok network toplumların ihtiyacını çok daha ucuz, kolay ve güvenlikli sağlayacak gibi görünüyor. Hükümetler, finansal ve hukuki kurumlar Blockchain’i kabul edecek mi? Peki kabul etmeyenlere ne olacak?
Orkun Uztuna
İş Analisti