William Poundstone, “Google’da Çalışacak Kadar Akıllı Mısınız?” adlı kitabında; Google, HP, IBM ve Amazon gibi birçok şirketin işe alım süreçlerini inceler ve çoğumuzun bir parçası olmayı hayal ettiği bu dev şirketlerin hangi adayları işe aldığından bahseder. Poundstone, aynı kitabında bir iş analistinin günlük ve profesyonel hayatına içgörü sağlayabilecek bazı ilkeleri de vurgulamaktadır. Bu yazımızda, Poundstone’un ilkelerini ve bir iş analistinin nasıl faydalanabileceğini ele alacağız.
1. Yaratıcı Düşünmek
Google, çoğumuzun hayatına bir web arama motoru olarak girmiş olsa bile, e-posta, harita, müzik, kitap, eğlence, oyun ve daha birçok alanda başarılı ürünler geliştirmiş ve bunları hayatımızın çok önemli birer parçası hâline getirmiştir. Google’da birçok yaratıcı fikrin yemek sıralarında sohbet ederken, bahçede takım oyunları oynarken ve şirket üst düzey yöneticileri ile olağan toplantılar sırasında ortaya çıktığını biliyor muydunuz?
Öncelikle belirtmek gerekir ki yaratıcı olmak büyük bir yetenektir, fakat aynı zamanda geliştirilebilir de. Hep aynı şeylere aynı perspektiften bakmak zamanla körlük yaratacaktır, buna mesleki körlük de dahildir. Bununla beraber, bir iş analisti kendisini birçok alanda gelişime açık tutmalı ve olaylara birçok açıdan bakabilmeyi öğrenmelidir. Ölü Ozanlar Derneği kitabında bununla ilgili çok güzel bir deyiş bulunur. Der ki;
“Eğer bir şeyden eminseniz, buna bir de başka bir açıdan bakmaya zorlayın kendinizi. Aptalca veya yanlış olduğunu düşünseniz bile yapın bunu. Bir şey okurken yalnızca yazarın düşüncelerini dikkate almakla kalmayın, bu konuda kendinizin de ne düşündüğünü tartın.“
-John Keating
2. Gizli Gündemi Keşfetmek
Google iş görüşmelerinde mülakatı gerçekleştiren yetkililer adayı tanıdıktan sonra “vaka mülakatı” tekniğini kullanarak bir durum veya problem sunarlar ve bu konuda ne yapabileceğinizi anlamak isterler. Özellikle belirttikleri şudur ki sorunun doğru veya yanlış cevabı yoktur, yalnızca sizin bir duruma veya probleme nasıl yaklaşacağınızı anlamaya çalışırlar.
Bu mülakatlarda problemde aslında yetkilinin verdiğinden daha fazla bilgi gizlidir ve doğru sorular sorarak asıl istenenin ne olduğunu anlamanız beklenir ki bu analitik düşünmenin ve problemi küçük parçalara bölerek çözmeye çalışmanın önemli bir göstergesidir. Tanıdık geliyor değil mi? Bir iş analistinin de çalışma hayatında sıkça karşılaştığı durum, iletilen gereksinimlerin altındaki gerçek iş ihtiyacının tespit edilmesi gerektiğidir. Etkin soruları sorarak iş ve teknik birimlerden iş ihtiyacına yönelik tüm gereksinimleri toplamak ve bunları analiz edip problemi parçalar halinde yönetip çözmemiz gereklidir.
3. İşleri Basit Tutmak
Google’da zeki, akıllı, yaratıcı ve çevik olmak demek; karmaşık çözümler üretmek değil, karmaşık problemlere basit çözümler getirmek anlamına gelir. Basit, en zordur. Analiz dokümanlarımızı oluştururken de ne kadar basit olursa o kadar anlaşılır, sonuca ve iş ihtiyacına yönelik bir teslimat üretmiş oluruz.
Unutmayın! “Altı yaşındaki çocuğa açıklayamıyorsan, sen de anlamamışsındır.” der Albert Einstein.
4. Görsel Çözümleme Sanatı
Google işe alım mülakatlarında bir beyaz tahta bulundurur ve adayların çözmeye çalıştıkları problemi tahtada görselleştirmesini ister. Görselleştirme adayın düşünme yöntemini ve kurduğu mantığı anlamaları için önemlidir. Aynı zamanda adaya problemin çözülebilmesi için fırsat tanınmış olur.
Görselleştirme (Visual Thinking), aynı zamanda problemin anlaşıldığının teyit edilmesi için de uygun bir yöntemdir. Bazı durumlarda bir iş ihtiyacının veya çözüm kapsamının onayını yazılı bir doküman yerine bir kullanım gereklilikleri diyagramı (Use Case Diagram) ile almak çok daha kolay olabilir.
Metin açıklamaları ile desteklenmiş görsel anlatımlar iş birimleri tarafından daha rahat anlaşılabilmektedir. Aynı zamanda bir ihtiyaca veya probleme yönelik oluşturulan çözümün temas noktaları da Arayüz Analizi ve Data Modelleme Teknikleri ile görsel hale getirilebilir.
Kaynak: William Poundstone – Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?
Meltem İPEK UMUTLU
BA-Works Kıdemli İş Analisti