Skip to main content

2018 Türkiye İş Analizi Raporu’na göre, firmaların %63’ünün yatırım planlarında “Agile Dönüşümler” ilk sırayı almaktadır. Birçok kurum hızla değişen dünyada proje planlamalarını yaparken, Agile yaklaşımlardan faydalanarak rekabet avantajı sağlamayı hedeflemektedirler.

Müşteriye değer yaratacak çözümleri, iş birliği içerisinde ve hızlıca hayata geçirmeyi temel alan Agile; birçok firmanın en popüler konularından biri olmasına rağmen, Standish Group tarafından yayınlanan raporda, proje büyüklüğü arttıkça tıpkı waterfall ilerlenen projelerde olduğu gibi, Agile projelerde de başarı oranının azaldığı görülmektedir:

Projelerdeki başarısızlık oranının yüksek olması, seçilen metodolojiye göre aşağıdaki sebeplerden kaynaklanabilmektedir:

  • Agile projelerde, waterfall projelerde olduğu gibi detaylı bir kapsam analizi çalışması yapılmamaktadır. Analiz çalışmaları her sprint’te, ilgili sprint’teki geliştirmenin analizini içerdiğinden büyük resmi kaçırma dezavantajı oluşabilmektedir.
  • Waterfall projelerde, kapsam sabit olduğundan proje süresi boyunca meydana gelebilecek herhangi bir değişime adapte olmak mümkün olmamaktadır.

“Waterfall” metodolojiyi tez olarak ele aldığımızda, “Agile” metodolojiyi onun anti-tezi olarak düşünebiliriz. Hegel’in diyalektik felsefesinde de belirttiği gibi her tez öncelikle anti-tezini oluşturmakla birlikte sürecin sonunda bir senteze erişir. “Hibrid Yaklaşımlar” olarak ele alınan bu sentezde, “Design Sprint” içerisinde “Design Thinking” metodu,  

  • 2 ile 5 gün arasında süren workshoplar şeklinde uygulanabilmekte,
  • Projelere kısa sürede doğru kapsam ile başlamayı sağlamakta,
  • Projelerin öngörülebilirliğini artırmaktadır.

“Design Sprint” içerisinde yürütülecek “Design Thinking” adımları aşağıdaki şekildedir:

  • Understand: Problem ya da fırsat doğru şekilde tanımlanarak, tüm proje paydaşlarının aynı yönde ilerlemesine temel oluşturacak proje hedefleri belirlenir.
  • Discover: Persona çalışması ile projenin hedeflerine ulaşması sağlayacak kullanıcı-müşteri grupları belirlenir. Hedef müşteri kitlesi için “Empathy Map”, “Mind Map” gibi teknikler yardımıyla derinde yatan ihtiyaç ve beklentilere odaklanılır.
  • Ideation: Yaratıcı düşünme tekniklerinden ile kısıtlama olmaksızın müşteri içgörülerine dayanan çözüm önerileri üretilir. Üretilen fikirler eleştirel düşünme tekniklerinden faydalanılarak gruplandırılır.
  • Prototype: Gruplandırılmış çözüm önerileri arasından yüksek öncelikli olanlar seçilerek “Story Boarding”, “Card Sorting” gibi teknikler ile somut hale getirilir.
  • Evaluation: Prototiplenmiş çözüm önerileri müşteriler ile birlikte değerlendirilerek agile projeler için product backlog’a karşılık gelebilecek MVP (Minimum Viable Product) oluşturulur.

Artan rekabet koşulları Agile dönüşümü kaçınılmaz kılmakla birlikte, özellikle kurumsal firmaların hem süreçsel hem de kültürel dönüşümleri kolay olmamaktadır. Tasarım odaklı analiz tekniklerinin uygulandığı “Design Sprint” sürecini projelerde uygulamak, Agile metodolojinin de esas aldığı gibi müşteriye değer yaratacak çözümleri hızlı ve iş birliği ile üretmeye ortam hazırladığından dönüşüm sancılarının azaltılmasında faydalı olmaktadır.

Merve Alev

BA-Works, Consultant, Account Manager

Leave a Reply